Kökeni belirsiz, gerekçeler aynı: 'Sünnet' adı altında cinsel işkence (3)

  • 09:01 12 Ağustos 2020
  • Dosya
Yasak ama söylemde: Gine’de ‘sünnet’ adı altında cinsel işkence
 
HABER MERKEZİ – Somali’den sonra “sünnet” adı altında cinsel işkencenin en fazla yaşandığı Gine’de de dini gereklilik ve gelenek söylemleri öne çıkıyor. Ülkede 2000 yılından bu yana yasak olmasına rağmen işkence, çok sayıda kadın ya da çocuğun ölümüne yol açsa da suç olarak görülmüyor.
 
Kadına ve çocuğa yönelik “sünnet” adı altında cinsel işkencenin Somali’den sonra en fazla uygulandığı ülkelerden biri de Gine. Afrika kıtasının batı bölümünde yer alan ve nüfusu 12 milyondan fazla olan Gine'de 1965 yılından bu yana kız çocuklarının "sünnet" adı altında cinsel işkenceye maruz bırakılması yasak ancak uygulamada yetersizlikler yaşanıyor.  
 
Dosyamızın bu bölümünde Gine'de çocukların maruz kaldığı cinsel işkenceye ve yasak olmasına rağmen sürdürülmesine yer veriyoruz. 
 
Her 10 kadından 7’si işkenceye maruz kalıyor
 
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi’ne (OHCHR) göre, 1965’ten bu yana yasak olmasına rağmen ülkede her 10 kadından yedisi bu işkenceye maruz kalıyor. Ülkede kadınlar ve çocukların çoğu söz konusu işkencenin tamamen kaldırılmasını istese de kadın nüfusunun dörtte üçü, 1999 yılından bu yana ise üçte ikisi 2012 yılına kadar uygulamanın yapılmasından yana idi. Ancak son yıllarda ülke de kadınlar, bu uygulamanın tamamen ortadan kaldırılması için mücadele ediyor. 
 
‘Dışlanma ve evlenmeye zorlanma’ tehdidi
 
Reuters’te 2016 yılında yayınlanan bir habere göre OHCHR’nin raporunda, “Kız çocuklarına yönelik sünnetin Gine toplumunda onur kırıcı olduğu düşünülüyor” diye belirtiliyor. Toplumsal baskıya dikkat çekilen raporda, öyle ki çocuklar, kendilerine dayatılan bu işkenceden zarar görmezse dışlanma veya evlenmeye zorlanma korkusu nedeniyle işkenceye maruz kalma konusunda sessiz kalabiliyor. 
 
Ülkede işkence yaygın
 
Ülke genelinde söz konusu işkence yasaklanırken, siyasi ve dini liderlerin desteği adalet sistemi tarafından eylemsizlik ve bunu uygulayan geleneksel uygulayıcıların ve doktorların cezasız kalması, işkencenin yaygın olduğu anlamına geliyor.
 
UNICEF’e göre Gine, Somali’den sonra dünyanın en yüksek ikinci “sünnet” adı altında cinsel işkence uygulayan ülke oranına sahip. Kadınlar ile çocukların yaklaşık yüzde 97’si bu işkenceye maruz bırakılıyor. 
 
Azalıyor görünse de oldukça yaygın
 
BM Kadın Haklarından sorumlu Zeid Ra’ad Al Hussein, “Kadın sünneti dünya çapında azalıyor gibi görünse de, bu uygulamanın her bölgede ve her etnik, dini ve sosyal grupta yaygın olduğu Gine’de durum böyle değil” diyor. 
 
‘Her yıl binlerce çocuk işkenceye maruz kalıyor’
 
Genellikle evliliğe açılan bir kapı olarak toplumda lanse edilen işkence, ölümcül olabilecek sayısız sağlık sorununa neden oluyor. “Gelenek” adı altında yapılan işkenceye ilişkin OHCHR’ye göre, hiçbir sağlık çalışanı işkenceyi gerçekleştirdiği için ceza almıyorken, karşı çıkan adalet sistemi üyeleri de tehdit ediliyor. OHCHR’nin raporuna göre, her yıl binlerce çocuk okul tatillerinde, savcılar ve sulh ceza mahkemeleri de dahil olmak üzere yargı üyelerinin tam bilgisi dahilinde ülke çapında bu işkence gerçekleşiyor. 15 ila 49 yaşları arasındaki kadınların yaklaşık yüzde 97’si bu işkence nedeniyle çeşitli hastalıklara maruz kaldı. 
 
ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi’nde 2017 yılında yayınlanan bir rapora göre, birçok kadın ya da erkek işkencenin kendileri, aileleri ve toplum açısından sonuçlarını biliyor. 
 
Son yıllarda kadınlar tepki göstermeye başladı
 
France24’te 2019 yılında yayınlanan bir habere göre, Gine’de kadınlar, söz konusu işkence hakkında farkındalık yaratmak için mücadele ediyor. Kadınlar, gönüllü olarak, risk durumunda bulunanları ve ailelerini eğitmek için ülke içinde seyahat ediyor. 
 
“Bazı kadınlar sünnet olmadıkları takdirde saf ya da temiz olmadıklarına inanıyorlar” algısının sürdüğü ülkede çocuklara yönelik bu işkence daha çok Temmuz ve Ağustos ayında gerçekleşiyor. 
 
‘Dini bir gereklilik’ görüşü öne çıkıyor 
 
Somali’de olduğu gibi Gine’de de “dini bir gereklilik” görüşü öne çıkıyor. Bunun bir gelenek olmadığı dini bir gereklilik olarak görülmemesi üzerinden konuşmanın bile zor olduğu işkence, 2000’den bu yana yasak olmasına rağmen, yine de komplikasyonların en fazla yaşandığı ülke oranına sahip. 
 
Önlemler yetersiz
 
Ülkede işkenceye karşı kadınları ziyaret eden grupta yer alan kadınlar, “Uygulamaya karşı olan ancak kimi uyarmaları gerektiğini bilmeyen kadınlar var” diyor. Kadınlar ayrıca, çocukları korumak için yeterli önlemin alınmadığını söylüyor. 
 
Eğitimin gerekliliğine ihtiyacı
 
Söz konusu işkenceye karşı eğitimin gerekliliğine ihtiyaç olurken, diğer yandan yetkililerin gelenek ve benzeri durumları desteklemeyi bırakması ve bunun yerine yasayı uygulamasının önemi vurgulanıyor. Ayrıca dini ve topluluk liderleri ile halk üzerinde etkili olabilecek unsurların harekete geçmesi gerekliliği üzerinde duruluyor. 
 
Yarın: Yasağın da cezanın da faydası yok: İşkence Mısır'da da devam ediyor