Kadın mücadelesinde 162 yıl: Tahakküme karşı başkaldırı (6)

  • 09:07 6 Mart 2019
  • Dosya
Erkek sisteme başkaldırışın bir göstergesi olarak cezaevleri!
 
Melike Aydın 
 
İZMİR - Kadınların cezaevlerindeki varlığının erkek sistemine başkaldırışın göstergesi olduğunu belirten EGE TUHAYDER Eşbaşkanı Selma Altan, kadınların cezaevlerinde de mücadeleye devam ettiğini vurguladı. 
 
Türkiye'de erkek egemen zihniyetin yansıması olan kadın düşmanlığı tüm kazanımlara saldırırken, tüm baskılara karşı alanları terk etmeyenler de yine kadınlar oldu. Yıllardır her sokağa çıkışlarında polis engeli ve saldırısıyla karşılaşan kadınlar, gözaltı ve tutuklamalardan da en fazla nasibini alan kesim oldu. Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGE TUHAYDER) Eşbaşkanı Selma Altan, cezaevindeki binlerce kadının aslında kadın mücadelesinin de bir göstergesi olduğuna işaret etti. 
 
‘Kadınlar sokakta, siyasette artık özne’
 
Kadınların bedeller ödeyerek elde ettiği hakların, uluslararası sözleşmelerin iktidar tarafından yok sayıldığını, yargı sisteminin erkeklerin kafalarındaki üstünlük algısına göre işlediğini belirten Selma, kolektif kimliğin inşası sürecinde iktidarın uyguladığı baskı, yok sayma, tecrit, işkence ve kaybetme politikalarının kadınları 2 kat daha fazla etkilediğini dile getirdi. Selma, "Kadınların kimliği bu belirleyenlerle oluşmuştur. Ancak acısını siyasallaştırarak, hak talebine dönüştürerek belirleyen olmayı da bilirler. Karanlığa karşı ilk meşaleyi yakan da çoğunlukla kadınlar olmuştur. Şimdi Leyla Güven'in yaktığı gibi. Kadınlar sokakta, siyasette özne artık. Erkek düşüncesine başkaldırışın bir göstergesi olarak cezaevlerinde siyasi görüşleri nedeniyle cezaevlerinde tutsak edilen kadınların varlığı kanıttır" dedi.
 
'Açlık değil dışarıdaki sessizlik öldürecek'
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevine 1 Mart'tan itibaren bütün tutsakların katıldığını anımsatan Selma, "Açlık değil zindanlardaki çığlığa karşı dışarıdaki sessizlik öldürecek. Bütün kamuoyunu, kadın kurumlarını, sivil toplum kuruluşlarını tecride karşı başlayan bu direnişe ses vermeye çağırıyoruz. Onların direnişine saygı duyuyoruz. Seslerine yankı gelmezse yakında cezaevlerinden tabutlar alacağız. Bunun olmaması için onların mücadelesine acil ses verelim" diye belirtti.
 
'Bebek maması ve hijyenik pedler ücretsiz olmalı’
 
Sürgün politikasının en fazla çocuğu olan tutsakları etkilediğini kaydeden Selma, "Türkiye'de 6 kadın cezaevi var. Erkeklere göre yapılmış cezaevlerinde bazı kadınlar, erkekler boşattıktan sonra buralara konuyor. Anne olan kadınlar çocuklarını uzun sürelerde görebiliyor ama erkekler de aynı durumu yaşıyor. Çocuğun babaya da ihtiyacı var. HDP Milletvekili Serpil Kemalbay, Şakran Cezaevi'ne gittiğinde cezaevi müdürü kreş açılacağını söylemişti. Yeni açılacağı için hangi standartlarda olduğunu bilmiyoruz. Bu Avrupa'da belli standartlarda düzenlenmiş. Çocuklara mamalar ücretsiz veriliyor. Ama Türkiye'de hem hijyenik pedler hem de bebek mamaları ücretsiz olması gerekirken kantinden alma zorunluluğu dayatılıyor hem de çok pahalı" ifadelerini kullandı. 
 
'Anne tutsaklara ev hapsi verilmeli'
 
Selma, çocukların cinsel istismar ve cinayet benzeri suçlar işlemiş tutuklularla aynı odalarda görüşe çıkarıldığını söyledi. Çocuklar için ayrı görüş odalarının uygulanması gerektiğini ifade eden Selma,  şöyle dedi: "Cezaevleri kapasitenin çok üzerinde. Çocukların o ortamlarda kalması çok sakıncalı. Hatta annelerin ev hapsinde olması daha doğru. Ama Türkiye'de böyle bir uygulama yok. Diğer tutuklu ve hükümlüler de bundan etkileniyor. Yaşamlarını çocuğa göre düzenlemek zorundalar. Cezaevlerinde anne olan tutsaklar bir kat daha ceza çekiyor, çocuk da anneyle ceza çekiyor.” 
 
BİTTİ