Rahatsız ettikleri erkek egemen sistemin hedef aldığı kadınlar (3)

  • 09:04 3 Mart 2019
  • Dosya
Dağlardan Parlamento’ya: Phoolan Devi
 
Dilan Babat 
 
ANKARA - Phoolan Devi bir diğer adıyla Haydutlar Kraliçesi günümüzde kadınların aldığı en büyük güç kaynağı. Çocuk yaşta evlendirildi, şiddete ve cinsel saldırıya maruz kaldı, 20 yaşında “haydut” oldu. Haksızlığa bağ eğmeyen, asi Phoolan, kendi deyimiyle, kendi adaletini sağlamaya başaran kadınlardan biri. Milletvekili olarak girdiği parlamentonun önünde şaibeli bir suikast sonucu öldürüldüğünde yoksullar için “kahraman”, zenginler için ise “katil” idi.
 
Kadınların yüzyıllardır yürüttükleri mücadele tarihe ilmek ilmek işleniyor. Tüm baskı ve zulme rağmen ne hayatlarından ne de haklarından vazgeçen kadınların en önemli mücadele alanlarından biri de çocuk yaşta zorla evlendirmeler.  Sokaklarda ve platformlarda yan yana gelerek haykırdıkları “bu hayat benim” cümlesinin anlamı gün geçtikçe daha da derinleşiyor. Yıllar önce “bu hayat benim” diyerek başkaldıran Phoolan Devi, diğer adıyla (Haydutlar Kraliçesi) bugün yediden yetmişe herkesi etkisi altına almaya devam ediyor. 
 
Phoolan Devi diğer adıyla Haydutlar Kraliçesi kimdir? 
 
Phoolan Devi, 10 Ağustos 1963 tarihinde Hindistan’ın vahşi ormanlarında, haydutların yol kestiği, Chamba Nehri vadisi Madhya Pradesh’te, sosyo-ekonomik olarak en alt kasttan okuma yazması olmayan bir çiftçinin kızı olarak doğar. Ailenin dördüncü ve en küçük çocuğu olan Phoolan, babasının geçim kaynağı olan toprağını amcası tarafından gasp edilmesine karşı daha küçük yaşta karşı çıkar. Babası abisine karşı gelmekten vazgeçerken, Phoolan babasının aksine amcasına karşı çıkarak, geçimlerini sağladıkları topraklarda oturma eylemi yapar. İşte o zaman Phoolan’ın sıra dışı mücadelesi de başlar.
 
11 yaşında evlendirildi
 
Phoolan’ın itaatsizliklerinden bıkan amca oğlunun da önayak olması ile 11 yaşında iken, kendisinden 20 yaş büyük biri ile evlendirildi, cinsel istismara maruz kaldı. Evlendirildiği erkekle yaşamaya 4 yıl dayanabildi. Sonunda türlü kötülüğü yaşadığı bu evlilikten annesinin de çabaları ile kurtulmayı başardı. Ancak, Phoolan’ın şiddet ve tecavüzden kaçarak baba evine dönüşü kimseyi mutlu etmeyecekti. Toplumsal kurallar için çocukta olsa “dul” olduğu için büyük bir uğursuzluk ve yüz karasıydı.
 
Susmadığı için tutuklandı
 
Yoksulluklarına, haklarının yenmesine isyan ediyor, başkaldırıyor, gerektiğinde üst kasttan insanlara kafa tutuyordu. Yaptığı işlerin parasını alamayan ailesinden bir tek o hakları için korkusuzca mücadele ediyordu. En çok üzüldüğü de babasının ait olduğu kast yüzünden hakkını aramaması, sessizce, her tür aşağılanmaya razı olmasıydı. Bir yandan da “dul” olduğu için köyün erkeklerinin hedefindeydi. Maruz kaldığı tecavüzün hesabını sormaya kalkıştığı, susup kabullenmediği için de çok suçluydu, kötü bir kadındı. Toprak yüzünden çatışmalı oldukları, babasının toprağını çalmakla suçladığı akrabası tarafından hırsızlıkla suçlanarak tutuklandı. Tutukluluğu sırasında da sürekli dayak yedi ve tecavüze uğradı.
 
20 yaşında haydutların lideri
 
20 yaşındayken dağlarda yol kesen ve haraç alan bir haydut çetesi tarafından kaçırıldı. Haydutlar çetesinin liderinin tecavüzüne maruz kalan Phoolan, kendi kastından haydutlarla işbirliği yaparak çete liderini öldürdü. Kısa sürede silah kullanmayı öğrendi, haydutların lideri oldu. İlk işi ise evlendirildiği ve kendisine tecavüz eden kişinin köyünü basmak oldu.
 
Üst kast için tehdit ve korku oldu!
 
Çocukluğundan itibaren kendisi ve çevresindeki alt kastlardan çocuk ve kadınların cinsel istismar ve tecavüze maruz kalmasına karşı intikam ve öfke ile hareket eden Phoolan, bastığı köylerden bir çok erkeği öldürmesiyle özellikle üst kastlara korku salmaya başladı. Kendisine işkence ve tecavüz edilen Behmai köyüne intikam için gittiğinde, elinde megafonla tüm köye “…Ben Phoolan Devi…” diye bağırdı ve istediği kişileri teslim etmezlerse başlarına gelecekler konusunda uyardı. İstediği kişiler verilmediği için köyden 22 kişiyi nehir kenarına götürerek öldürdü. Alt kasttan bir kadının böyle meydan okuma cüretini göstermesi katı kast sistemi için bir tehditti ve bu nedenle uzun süre “Behmai Katliamı” olarak anıldı ve Uttar Pradesh Eyalet Başkanı istifa etmek zorunda kaldı.
 
Alt sınıfın kahramanı 
 
Çevrede özellikle üst kastlardan zengin insanların hedef alındığı soygunlar yaptı. İsmi efsane gibi dilden dile dolaşan Phoolan için “Dasyu Sundari/ Güzel Haydut” denilmeye başlandı ve alt sınıftan insanlar ve kadınların kahramanı haline geldi. Hindistan devleti başına ödül koydu ancak alt kasttan köylüler onu seviyor ve koruyorlardı, yoksulların, hakkı yenilenlerin, hak arayamayanların kahramanı ve başkaldırısı olmuştu.
 
Phoolan’ın ismi “Çiçek Tanrıçası” anlamına geliyordu ancak Phoolan koparılmayı bekleyen bir çiçek olmayı seçmedi. Tıpkı ülkesinin ters yüz edilmiş erkek tarihinde kötücül tüm anlamların yüklendiği Tanrıça Durga gibi “itaat etmeyen ve intikam alan bir savaşçı” olmayı tercih etti ve halkta O’nu Durga’nın 20. yüzyılda tekrar yeryüzüne dönmüş hali olarak efsaneleştirdi.
 
Hükümet ile bir yıllık pazarlık
 
Zenginden alan fakiri koruyan ünü hükümeti tehdit etmeye başlayınca Indira Gandhi hükümeti barışçıl bir çözüm için Phoolan’la görüşmeye başladı. Bir yıl süren, gizli görüşme ve pazarlıklar sonucu anlaşmaya varıldı. Phoolan’ın yaptığı anlaşmaya göre; kendisi ve ekibindekiler asılmayacak, hiçbirine kelepçe takılmayacak, hiçbiri 8 yıldan uzun hapis yatmayacak, ailesinin hakkı olan toprakları verilecekti.
 
1983 yılında soğuk bir Şubat akşamı, 18 bine yakın hayranı tarafından karşılandı. Haki asker giysileri, başında kırmızı bandanası vardı. Silahlarını sadece Mahatma Gandhi ve Tanrıça Durga’nın resmi önüne teslim edeceği şartını koymuştu. Tüfeğini, fişekliğini ve zorla ikna edilerek bıçağını teslim etti.
 
İlk fotoğraf ve minicik bir kadın
 
30’un üzerinde suçla tutuklanmıştı ancak hiç mahkeme önüne çıkarılmadı ve 11 yıl hapis yattı. Sonunda 1994 yılında hakkındaki suçlamalar düşürüldü cezaevinden çıktı. Anlaşma sonucu cezaevine girene kadar ismi efsane gibi dolaşan Phoolan’ın hiç fotoğrafı olmamıştı. Hindistan’ı sarsan bu haydut, görenleri şaşırtan, minicik bir kadındı. Bulabildiği tek yol kanun dışı ve şiddet de olsa o kendi insanlığından hiç vazgeçmedi.
 
İntikam mı planlı bir suikast mı?
 
Cezaevinde çıktıktan 2 yıl sonra aşağı kast ve azınlıklardan destek gören Samajwadi Partisi’ne katıldı. 1996 yılında Parlamentoya girdi. Sevenleri, ne haydutluk, ne hırsızlık, ne cinayet; Phoolan’ın en büyük suçunun Hindistan’ın kast sistemine, ezilmeye ve yoksulluğa karşı çıkması olduğunu savundu.
 
Phoolan 25 Haziran 2001’te parlamento önünde silahlı saldırıya uğradı, vücuduna 5 kurşun isabet etti, hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi. Teslim olan saldırgan Phoolan’ı Behmai’de üst kastlardan 22 erkeği öldürdüğü için intikam almak için vurduğunu söyledi. Phoolan’ın sevenleri ise buna pek inanmadı çünkü ateş eden birden fazla kişi vardı ancak gerçek hiçbir zaman ortaya çıkarılmadı.
 
‘Haydutlar Kraliçesi’nde hikayesini anlattı
 
Bir söyleşide “çürüme” olarak tanımladığı cezaevi yıllarında yazar Mala Sen ile tanıştı. “Haydut Kraliçe” isimli kitapta hikayesini tüm ayrıntılarıyla anlattı. Kitabında dünyanın ona dayattıklarına karşı duruşunu, “Yeryüzünün ırmak ucunda bittiğini ve güneşin su içinde boğulduğunu sanan korkmuş küçük çocuk değilim artık… Birçok kez yardım isteği ile elimi uzattım ama kimseye ulaşamadım. Bana ‘pislik, cani’ dediler. Hiç bir zaman kendimi iyi bir insan olarak görmedim ama bir cani de değilim. Tek yaptığım bana çektirdiklerinin aynısını erkeklere iade etmekti. Vahşi ormanda hayatta kaldım. Şimdi de benim çektiklerimi çeken insanlara yardım etmek amacıyla kentte hayatta kalabilmek için Tanrı’ya dua ediyorum” sözleriyle anlattı.
 
Kitap aynı isimle filme çekildi ancak Phoolan filmi beğenmedi. Çünkü filmde kendi kararları ile hareket edemeyen ve sürekli tecavüze uğrayan bir kurban olarak gösterilmesinden şikayetçiydi. Kendisinin de dile getirdiği gibi Phoolan hem bedenen hem ruhen çok acı çekmiş, tacize, tecavüze uğramış ancak ömrü de bunun öfke ve başkaldırısı ile geçmişti. “kurban” olmayı hiç kabullenmedi.
 
YARIN: Suikast sonucu öldürülen Benazir Butto’nun gerçek failleri 10 yıl sonra açığa çıktı