21. yüzyılda da korkulan ‘en büyük sorun’: Yeni kelebeklerle yeni bir dünyaya (1) 2018-11-12 09:01:16   3 kelebek aydınlığında buluşan 58 yıllık mücadele   Habibe Eren   HABER MERKEZİ - Diktatör Rafael Trujillo'nun “ülkenin en büyük sorunu" dediği Mirabal Kardeşler’in açtığı yol, 58 yıldır kadınlara rehber oluyor. Ataerkil dünya düzenine karşı öncülük rolünü üstlenen ve “başka dünya mümkün” hayalini gerçekleştirmek için kocaman bir ateş yakan kadınlar, 21. yüzyılda da diktatörlerin korkusu olmaya devam ediyor.    25 Kasım, kadın mücadelesinin simgeleşen günlerinden biri. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü, Mirabal Kardeşlerin anısına her yıl kadınların sokakları doldurup özgürlük şiarını haykırdığı gün. Diktatöre baş eğmeyen onurlu bir tarihin izlerini taşıyan bu mücadele, dünden bugüne tüm dünyada kadınlar tarafından genişletiliyor. Apayrı ülkelerde aynı sorunların yaşandığı bir dönemde yine kadınların ördüğü direniş ağı diktatörleri korkutuyor.   Kadınlar, “Kelebekler” olarak anılan Mirabal Kardeşlerin katledilişinin 58’inci yıldönümünde de, özgürlük mücadelesinin bayrağını alanlarda yükseltmeye devam ediyor.    Cinsel saldırı, işkence ve katliam   1930’da askeri darbe yaparak Dominik Cumhuriyeti iktidarını ele geçiren Rafael Trujillo adlı diktatör, ülkeyi 31 yıl boyunca baskı ve zulümle yönetti. Rafael, ABD’nin kendisine yakın kişilerin ve burjuva kesiminin desteğiyle uzun yıllar iktidarda kalmayı başardı. Ancak ülkede onun bu dikta rejimine karşı gelen ve mücadele edenler de vardı. Ülkede zaman zaman özgürlük ve hak talep eden hareketler ile ayaklanmalar kendini var ediyordu. Ona ve rejimine karşı koyan hareketlerden biri de Clandestina adlı hareketti. Hareket, Patria, Minerva ve Maria adlı 3 kız kardeşten oluşuyordu. Bu kardeşler, Mirabal Kardeşler olarak biliniyorlardı. Rejime ve Rafael'e karşı birlikte direniyorlardı. Rafael'in kendisine ve yönetimine karşı gelenlerden kurtulma yolu ise onları hapsetmek ya da öldürtmekten geçiyordu.    Mirabal Kardeşler’in demokrasi ve insan hakları talepleri, Rafael tarafından pek çok kez hapse gönderilmelerine neden oldu. Diktatör Rafael, onları hapse göndermekle kalmadı, tüm mülklerine de el koydu. Yaptığı bir halk konuşmasında ise şöyle dedi: “Ülkenin en büyük iki sorunu kilise ve Mirabal kardeşlerdir.” Böylece diktatör, Mirabal Kardeşleri vatan haini ilan ediyor ve kendisini dinlemeye gelen yandaşlarına da ne yapmaları gerektiğini açık ve net bir biçimde söylüyordu. Mesajı alan diktatör yandaşları, Rafael'in bu konuşmasından sadece 23 gün sonra 25 Kasım 1960’da eşlerini cezaevinde ziyaret etmekten dönen Mirabel Kardeşler’in arabasını yolda durdurdu. Arabadan indirdikleri Mirabel Kardeşler’e önce tecavüz ettiler sonra da işkence ederek katlettiler. Rafael'in yandaşları, Mirabel Kardeşler’in cenazelerini bir uçurumdan aşağıya attı. Devlet ve medya ise bu olayın bir trafik kazası olduğunu iddia etti.   Katledilmeleri Dominik'te büyük bir yankı uyandırdı    Mirabel Kardeşler’in kurdukları Clandestine Hareketi, öldürülmelerinden bir yıl sonra diktatörlüğün yıkılmasında önemli rol oynadı. Rafael'in diktatörlüğüne karşı mücadele veren Mirabal Kardeşler ağır baskılara maruz kalmış ve hapis cezalarına çarptırılmışlardı. Ancak katledilmeleri Dominik Cumhuriyet’inde büyük bir tepki uyandırmıştı. Rafael'in iktidarını koruyabilmek için başvurduğu sert önlemlere karşın muhalefetin gitgide güçlenmesiyle birlikte ülke dışında da Dominik’in liberalleştirilmesi yönünde yoğun baskılar gelmiş ve direniş hareketi güçlenmiş bir yılın ardından ise diktatörlük, Anti-Trujillo hareketi tarafından düşürülmüştü. Mirabel Kardeşler katledildi ancak dirençli mücadeleleri ve bu anlamda sarf ettikleri sözleri kadınlara miras olarak kaldı.   Mirabal Kardeşlerin kararlılığını şu sözleri özetliyordu:   “Belki de bize en yakın şey ölüm fakat bu beni korkutmuyor, haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz.” (Maria Teresa Mirabal)   “Bunca acıyla dolu ülkemiz için yapılacak her şeyi yapmak bir mutluluk kaynağı kollarını kavuşturup oturmak ise çok üzücü.” (Minerva Argentina Mirabal)   “Çocuklarımızın, bu yoz ve zalim sistemde yetişmesine izin vermeyeceğiz. Bu sisteme karşı savaşmak zorundayız. Ben kendi adıma her şeyimi vermeye hazırım gerekirse hayatımı da.” (Patria Mercedes Mirabal)   Kelebeklerden dünya kadınlarına armağan    Mirabal Kardeşler’den birinin kod adının Kelebek olmasından da esinlenerek o günden sonra üç kardeş, gerek Dominik'te gerek dünya da "Kelebekler" adıyla anılmaya başlandı. Mirabal Kardeşler’in katledilmesinden yıllar sonra 1981 yılında Kolombiya’da toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı 25 Kasım’ı Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü olarak ilan etti. Birleşmiş Milletler (BM) ise, 1999 yılında 25 Kasım’ı Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ilan etti.   Kanat çırpışları dört bir yanda yankılandı   Dominikli şair Pedro Mir tarafından, "Amén de Mariposas" (Kelebeklerin Amini) adlı şiirde üç kız kardeşin katledilmesi anlatıldı. Yazar Julia Alvarez ise, Mirabal Kardeşler’in hayatını anlattığı "Kelebekler Zamanı" isimli bir kitap yazdı. 1981’den bu yana dünyanın dört bir köşesinden kadınlar, efsaneleşen bu üç kelebeği anıyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşa, ırkçılığa ve milliyetçiliğe, karşı kadın dayanışmasını örüyor, seslerini yükseltiyorlar. Kelebeklerin kanat çırpınışı adeta dünyanın dört bir yerinde yankılanıyor.    Aradan geçen 58 yılda kadınlar birçok alanda öncü misyonunu yerine getirirken, direngenlikleri ve baş eğmez duruşları, dünyanın her yerinde yeni mücadele kapılarını araladı. Baskılara karşı kanat çırpan Mirabal Kardeşler’in mirası bugün dünyanın dört bir yerinde dalgalanıyor. Kadınlar, şiddete, sömürüye, faşizme ve milliyetçiliğe karşı en ön saflarda yer alarak, her 25 Kasım'da sokağa çıkarak özgürlük şiarlarını haykırıyor.    YARIN: Türkiye'de yükseltilen erkekliğe rağmen sokakları boş bırakmayan kadınlar