Komplonun 19.yılı: Karanlıktan aydınlığa direniş sürüyor (2) 2017-10-06 09:02:01 ‘O, komployu boşa çıkardı, biz de tecridi boşa çıkaracağız’ Aysel Işık/Duygu Ciniviz   URFA-   Uluslararası güçlerin 9 Ekim 1998 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde gerçekleştirdiği komplo 19’ncu yılına girdi. Urfa’nın Amara Köyü’nde yaşayan aile üyesi kadınlar komployu lanetlediklerini belirterek, “Önderlik nasıl komployu boşa çıkardıysa bugün bizler de direnerek tecridi boşa çıkarmalıyız. Daha fazla demokratik eylemlerle tecride karşı duyarlılık oluşturmalıyız” dedi.   PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde 1998 yılının 9 Ekim’inde başlatılan ‘Uluslararası Komplo’ 19’ncu yılında devam ediyor. 9 Ekim günü Suriye’den çıkarılan Abdullah Öcalan için “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemleriyle cezaevlerinde başlayan mücadele dünyanın birçok noktasına yayılarak komploya karşı geliştirilen en büyük cevaplardan biri oldu. Komplo ile başlayan ve günümüzde ağırlaştırılmış tecritle devam eden sürece Abdullah Öcalan'ın ailesi tepki gösterdi.   ‘Önderlik ezilen halkların umududur’   Abdullah Öcalan’ın kız kardeşi Fatma Öcalan, Abdullah Öcalan verdiği mücadelenin varlık ve yokluk mücadelesi olarak başladığına dikkat çekti. Abdullah Öcalan’ın kendisi için değil tüm halkların birlikteliği için mücadelesini sürdürdüğünü aktaran Fatma, Abdullah Öcalan’ın kendisi için kardeşten öte bir yoldaş olduğunu kaydetti. Fatma, “Küçük yaşta beraber tarlaya çalışmaya gittiğimizde aramızda en fazla çalışan, emeğe önem veren Önderlik idi. Onun 1 saat içerisinde yaptığı işleri biz 3-4 saatte yapardık. İşlerini hızlıca bitirip kitap okumak için eve giderdi. Öğrendiği tüm bilgileri bizimle tartışır, anlatmaya çalışırdı. Bugün ise Önderlik sadece Kürt halkına değil ezilen tüm halklar için umut olmuş durumda. Bundan 19 yıl önce bu etkiyi fark eden uluslararası güçler Önderlik şahsında böyle bir komplo gerçekleştirdi” diye konuştu.   ‘Tecridi boşa çıkaracağız’   Kardeşi ile en son 3 yıl önce görüştüğünü belirten Fatma, Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edildiği andan itibaren hayata geçirilen ağırlaştırılmış tecride dikkat çekti. Fatma, Abdullah Öcalan şahsında tüm Ortadoğu haklarının komplo ve tecritle esir alınmak istendiğine dikkat çekerek, “Önderlik nasıl komployu boşa çıkardıysa bugün bizler de direnerek tecridi boşa çıkaracağız. Daha fazla demokratik eylemlerle tecride karşı duyarlılık oluşturmalıyız. Komplo uluslararası güçler tarafından uygulandığında ve halklar o dönem bedenlerini ateşe verdiğinde Önderlik bu durumu kabul etmedi. Kesinlikle kimsenin bedenini ateşe vermesini istemedi” dedi.   Tecrit ile direnen kadınlar hedef alındı   PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yeğeni Elif Öcalan ise, ”Önderliği hiç görmedim ancak çocuk yaştan itibaren onun kadın mücadelesine verdiği önemi dinleyerek büyüdüm. Bugün baktığımızda Önderlik bütün kadınlara cins bilincini verdi ve binlerce kadını bu bilinç etrafında örgütledi” dedi.   ‘Komplo Rojava’da boşa çıktı’   Abdullah Öcalan şahsında aslında direnen kadınların hedef alındığını ifade eden Elif,  “19 yıl önce Uluslararası Komploya karşı dünyanın birçok noktasında kadın öncülüğünde kitlesel eylemler gerçekleştirildi. Bir an önce ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması ve Önderlik ile aile, avukat ve İmralı Heyeti’nin görüştürülmesini istiyoruz. Önderliğin ön gördüğü yaşam modeli Rojava’da yaşam buldu. Bu model bile komplonun boşa çıktığının kanıtıdır” diye konuştu.    ‘Direnme gücü bize umut oldu’   Abdullah Öcalan’ın köyden ayrıldığı süreçte 3 yaşında olan Nezihe Öcalan ise Abdullah Öcalan’ı hatırlamasa da onun anıları ve mücadele hikayeleriyle büyüdüğünü ifade etti.  Nezihe, Abdullah Öcalan sayesinde köylerindeki feodal sistemin aşıldığını ve kadınların bilinçlenme çalışmaları yaptığını dile getirdi.    ‘Önderlik bizim için ateşten gömlek giydi’   Nezihe, komplo sürecinde bedenini ateşe veren onlarca kadını duyduğunda etkilendiğinin altını çizerek, “Halk, Önder olarak seçtiği kişi için bedenini ateşe veriyordu. Önderlik de kadınlar ve halklar için aslında ateşten bir gölek giymişti. Bizler için sürekli olarak o gömlekle yaşamaya çalıştı ve çalışıyor. Onun tüm zorluklara karşı direnme gücü bizler açısından umut oldu” dedi.   Nazihe son olarak şöyle konuştu: “Bugün ağırlaştırılmış tecrit koşullarında sürdürdüğü direniş onu ‘teslim’ almak isteyenlere karşı en büyük cevap oldu. Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmek isteyenlere inat Rojava’dan yükselen komünal yaşam Önderlik ideolojisinin teslim alınamayacağının en büyük cevabıdır.”    Yarın: Barış Annesi 'ateşten gömlek' dediği  komployu anlatıyor...