AKP’nin kadın düşmanı dili 2023-04-11 09:01:03     HABER MERKEZİ - AKP iktidara geldiğinden bu yana geçen süre içerisinde tüm yetkilileri söylem ve açıklamaları ile kadınlara yönelik dil ve literatürlerini ortaya koyarak kadınları, kazanımlarını ve mücadelesini hedef aldı.    AKP iktidarı döneminde kadına yönelik şiddet, saldırı ve katliamların arttığı yapılan birçok araştırma ve veriye yansıyor. Kadına yönelik şiddetin artmasının kaynağı da AKP’li yetkililerin zihniyeti ve bunun yansıması olan kullandıkları dil olarak değerlendiriliyor. Seçim sürecine girilen bu dönemde de kadınların, kadın örgütlerinin üzerinde durdukları en önemli konulardan biri de bu.   AKP’lilerin kadınlara yönelik dile getirdikleri söylemleri hatırlamak kadın kazanımlarını seçim sürecinde pazarlık konusu yapan AKP’nin zihniyetini ve kadına yönelik politikalarını da ortaya koyuyor. Kullanılan dil yargıdan toplumsal yaşamın her alanına kadınların nasıl bir şiddet ve saldırı sarmalında olduğunu da gösteriyor.    Evin süsü erkeğin şerefi!   AKP’li eski bakanlardan Vecdi Gönül AKP Kocaeli İl Kadın Kolları Teşkilatı’nın düzenlediği bir toplantıda kadınlara biblo muamelesi yaparak "Türk hanımları evinin süsüdür, erkeğinin şerefidir" demişti.   Kadın cehennemlik!   AKP Çankırı Milletvekili Hikmet Özdemir "Cehennemlik olanlar da bana gösterildi, çoğunun kadın olduğunu gördüm" yazılı kitapçık dağıttı. "Kırk Hadis-i Şerif" adlı kitapçıkta kadınların "cehennemlik" olduğu, ancak beş vakit namaz kılıp kocasına itaat ederse cennete gidebileceği ifadeleri yer alıyordu.   Evdeki işler yetmiyor mu?   AKP’li Veysel Eroğlu Afyon’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında kadınların kendisinden iş istemesi üzerine şu sözleri sarf etti: "Evdeki işler yetmiyor mu?" AKP’li Veysel Eroğlu bu sözleri ile kadınlara AKP’nin yaklaşımını ve baktığı yeri ortaya koydu.    İşsizliği arttıran kadınlar…   2009 yılında dönemin Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek Eskişehir Sanayici ve İşadamları Derneğince (ESİAD) düzenlenen "Küresel Mali Kriz ve Türkiye Ekonomisi" konferansında yaptığı konuşmada Türkiye’deki işsizliğin kaynağına ilişkin bir tespit yaparak AKP’nin kadına yönelik bakış açısını ortaya koydu. Dönemin AKP’li Bakanı  "İşsizlik oranı niye artıyor biliyor musunuz? Çünkü kriz dönemlerinde daha çok iş aranıyor. Özellikle kadınlar arasında kriz döneminde işgücüne katılım oranı daha artıyor" sözleri ile kadının yerinin dört duvar olduğuna işaret etti.    Şiddet abartılıyor   Tayyip Erdoğan başbakanlığı döneminde 2011 yılında yapılan Türk Metal Sendikası 16. Kadın Kurultayı’nda yaptığı konuşma sırasında, "Kadına şiddet abartılıyor” sözleri ile kadına yönelik şiddeti görmezden geldi.    Perdesiz ev benzetmesi   AKP Ünye Tanıtım ve Medya Başkanı dijital medya hesabından başı açık kadınlar için "Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır" yaptığı paylaşımlar ile kadına yönelik zihniyetlerini ortaya koydu.    ‘Kadın mı kız mı?’ söylemi   Bir eylemde tank üzerine çıkarak saldırıları protesto eden ve kalçası kırılan Dilşat Aktaş için Tayyip Erdoğan “kadın mıdır, kız mıdır” ifadesini kullanarak kadına yaklaşımı ortaya koydu.    ‘Kızlı erkekli ne yapıyorlar?’    Tayyip Erdoğan, gençleri, öğrencileri hedef alarak “Kız, erkek öğrenci aynı evde kalamaz. Talimatını verdik, denetimi yapılacak. Kızlı erkekli aynı evde ne yapıyorlar belli değil” sözleri ile yaşam alanlarına müdahale etmelerinin sinyalini verdi.    ‘Evlendirecek kız’ bulamıyorlarmış   Çorum’da çocukların okumalarına ilişkin yaptığı bir konuşmada AKP’li Meclis üyesi Erhan Ekmekçi’nin "Kızlarımız okuyor ama bu seferde erkeklerimizi evlendirecek kız bulamıyoruz" sözleri kamuoyunda uzun süre tartışılmış ve tepki toplamıştı.    ‘Her kürtaj bir Uludere’dir’   Tayyip Erdoğan,  Roboskî katliamının gerçekleştiği dönemde kadınların kendi kararları ve bedenlerine ilişkin söz söyleme tutumlarını hedef alarak  “Benim bedenim, benim kararım diyenler feminist” ifadelerini kullandı. Tayyip Erdoğan, devamla “Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Her kürtaj bir Uludere’dir. Kadının öncelikli rolü anneliktir” diyerek kadına yönelik yaklaşımını ortaya koydu.    Medya şiddeti büyütüyormuş   2013 yılında dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, şimdiki AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, kadına yönelik şiddet konusunda algıda seçicilik olduğunu iddia ederek "Medya olaylar büyüyormuş gibi bir algıya neden oluyor" ifadeleri ile medyanın kadına yönelik şiddeti fazla gösterdiğini belirtmişti.    ‘İffetli’ kadın   2014 yılında Başbakan Yardımcısı olan Bülent Arınç, “İffet sadece bir isim değil, kadın için de bir süstür. Kadın iffetli olacak. Mahrem-namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak. Nerede öyle yüzüne baktığımız zaman yüzü hafifçe kızarabilecek, boynunu öne eğebilecek kızlarımız. Hadis, ‘Utanmıyorsa ne istiyorsan yap’ diyor” sözlerini kullanarak iktidarın kadınlara nasıl baktığını ortaya koydu.    ‘Kadın olarak sus!’   Bülent Arınç, 2015 yılında da Meclis’e sunulan bir önerge için düzenlenen olağanüstü toplantıda o dönem HDP’de vekil olan Nursel Aydoğan’ı hedef alarak “Bir kadın olarak sus”  ifadelerini kullanmıştı.    Kadınlardan alacakları eğitim yokmuş!   Kadına yönelik cinsiyetçi ve şiddet içeren söylemler her kesim AKP’li tarafından dile her dönemde dile getirildi. Trabzon'un Of İlçesi'nin AKP'li Belediye Başkanı Halil Alireisoğlu, Afet ve Acil durumlarla ilgili eğitim vermek isteyen müftülük çalışanı Ayşe Yılmaz’a “Sen kimsin de bize vaaz veriyorsun? Bu kadın nereden çıktı? Bu ne iş. Erkekler kadınlardan vaaz mı alırmış? Bizim kadınlardan alacağımız eğitime ihtiyacımız yok. Bayanların konuşacağı yer vardır, erkeklerin konuşacağı yer vardır” cinsiyetçi söylemin yanı sıra kadını küçümseyen ifadeler kullandı.     Kadın avukata ‘haddini bildirme’   Meclis’te boşanmaları araştırmak için kurulan komisyon toplantısında AKP Isparta vekili Sait Yüce, sunum yapmak için davet edilen Eşitlik İzleme Kadın Grubu’ndan (EŞİTİZ) avukat Hülya Gülbahar’a “Konumunuzu bilerek konuşun”, “Gidin dışarıda konuşun”, “Ben sana haddini bildirmeye çalışıyorum” sözlerini kullandı.   Ahmet Davutoğlu ‘eş’ bulacak!    AKP’nin bir mitinginde dönemin başbakanı olan Ahmet Davutoğlu “Şimdi işiniz, maaşınız var, aşınız var. Ne kaldı? Eş kaldı eş. Biz bu toprakların insanlarının bereketlenmesini istiyoruz, çoğalmasını ama aynı zamanda iş güç sahibi olmasını da istiyoruz. Eş lazım dediğinizde önce annenize, babanıza gideceksiniz inşallah onlar size hayırlı bir eş bulacak. Bulamazsa bize başvuracaksınız” ifadelerini kullandı.    ‘Kadına şiddet’ demek konuyu büyütüyormuş   Dönemin Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu, kadına şiddetle ilgili olarak “Ben kadına şiddet dememizin de bu konuyu büyüttüğü kanaatindeyim. Şiddeti bir bütün olarak ele almamız lazım”  diyerek kadına yönelik şiddeti göz ardı etti.   Erkekler de şiddet görüyor!   Amed’deki bir çalıştayda dönemin valisi Hüseyin Aksoy, “Şiddete uğrayan sadece kadınlar değil, zaman zaman erkekler de şiddete uğruyor. Eşinden veya başka bir tarafta şiddete uğrayan erkeklerin ŞÖNİM’lere başvurduğunu biliyoruz. Önceki dönemlerde, şiddete uğrayıp karakola başvuran kadınlarımıza ‘Kocandır, sever de döver de’ nasihat edilerek gönderilirdi. Bugün artık bu yapılmıyor. Türkiye’de şiddet konusunda çok önemli bir değişimin yaşandığını görüyoruz” diyerek kadına yönelik şiddeti görmezden geldiği gibi, şiddete uğrayan kadınların devlet kurumlarınca evlerine geri gönderildiklerini de itiraf etmiş oldu.    Kadının kariyeri annelik   Dönemin AKP’li Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Anneler, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamaları gerekir. Merkeze iyi nesiller yetiştirmeye almalılar" ifadelerini kullanarak kadınların sadece çocuk doğurmaları gerektiğini belirtmişti.   Kadın erkek eşitliği ‘fıtrata’ tersmiş   Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın düzenlediği “Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi”nde kadın-erkek eşitliği olmadığı belirterek, “Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir. Tabiatları bünyeleri fıtratları farklıdır. İş hayatında hamile bir kadını erkekle aynı şartlara tabii tutamazsınız” ifadelerini kullandı.   Kadın gazeteciye ‘edepsiz’ söylemi   Tayyip Erdoğan başbakanlığı döneminde gazeteci Amberin Zaman’ı hedef alarak "Oradan da gazeteci kılıklı bir militan çıkmış, edepsiz bir kadın, 'Müslüman ülkede bunu beklemek zor değil mi' diyor. Haddini bil haddini. Eline vermişler bir kalem, gazete köşesinde yazıyorsun. Çıkarıyorlar seni işte bu malum Doğan grubunun televizyonuna, oradan da saygısızca yüzde 99'u Müslüman olan bu halka hakaret ediyorsun” sözlerini kullanmıştı.    Öyle bir kıyafet giymiş ki...   Beyaz TV’de bir programa katılan AKP’li Hüseyin Çelik, “Dün bir kanaldaki, yarışma programında sunucu öyle bir kıyafet gitmiş ki olmaz bu yani. Kimseye karıştığımız yok ama çok aşırı. Dünyada da kabul edilemez” sözleri ile program sunucusunun kıyafetini hedef alması sonucu, sunucu işten çıkarılmıştı.     Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya…   Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Mnevver Karabulut cinayetinin ardından “Çocuğumuz öyle nereye giderse gitsin olmaz. Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya…” sözleri ile katledilen Münevveri ve ailesini suçladı.     ‘Kariyerin çocuk doğurmak’   AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan,  partisine katılan Mehmet Ali Çelebi’nin bir çocuğu olduğunu öğrenmesi üzerine kadına, “Olmaz, bu işin kariyeri çocuk doğurmak. Sayıları artırmak lazım” sözleri ile bir kez daha kadınlara nasıl baktıklarını gösterdi.    Kadınlar sembolik   AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi'nin açılışında 'Evet şöyle sembolik de olsa bayan milletvekillerimizden hiç olmazsa iki tanesini alalım. İki tane geliyor" sözleri ile kadınların kendileri için ‘sembolik” olduğunu açık bir şekilde dile getirdi.    İstanbul Sözleşmesi ile ilgili cümle kurulmasın   İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkardığı kararname ile çekilen AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sonrasında İstanbul Sözleşmesi ile ilgili cümle kurulmamasını söyleyerek bunların “sapkın ideolojik” yaklaşımlar olduğunu iddia etti. Bu şekilde kadınların mücadeleleri sonucu elde ettikleri kazanımları nasıl değerlendirdiklerini de gösterdi.    Yarın: Kadınların vazgeçilmezi İstanbul Sözleşmesi