Hasta Tutsaklar-3 | Semire Direkçi yüzde 90 görme kaybı yaşıyor 2022-01-19 09:01:41   Derya Ren   DİYARBAKIR - Tutsak yakınlarının Ankara ziyareti esnasında kurumlara sundukları dosyada “acil tahliye edilmesi” gereken 38 tutsak içinde yer alan Semire Direkçi, ağır bağırsak hastalığının yanı sıra yüzde 90 görme kaybı yaşıyor. Kardeşi Mülkiye Dursun, “Tutsaklara sahip çıkalım, 7 kişiyi yitirdik diğerlerini yitirmeyelim” çağrısında bulundu.    PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit, gelinen aşamada toplumun her alanına sirayet etti. Tecridin en derinden hissedildiği alanların başında ise cezaevleri geliyor. Tutsaklara yönelik hak ihlallerinin işkenceye dönüştüğü cezaevlerinde hasta tutsakların durumu günden güne ağırlaşıyor.    İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre cezaevlerinde bin 605 ağır hasta tutsak bulunuyor. Hasta tutsakların tahliyeleri ise hastane, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) verdiği “cezaevinde kalabilir” raporları ya da savcılık engeline takılıyor. Son 6 yılda “veda” hakkı bile tanınmayan en az 103 tutsak, 2021 yılında ise 64 tutsak cezaevinde yaşamını yitirdi. Son birkaç ayda ise Garibe Gezer, Abdurrezak Şuyur, Halil Güneş,  Bangin Muhammet, İlyas Demir ve Vedat Erkmen cezaevinde yaşamını yitirdi.    İnfaz yakma   2021 yılı başında yürürlüğe giren yasayla cezaevlerinde oluşturulan İdare Gözlem Kurulları ile politik tutsakların infazlarını yakmak için halay çekmek, türkü söylemek sebebiyle açılan disiplin soruşturmaları, tutsak edilmeden önce yapılan dijital medya paylaşımları dahi infaz yakma gerekçesi olarak kullanıldı. Gözlem kurulları aracılığıyla tutsaklara “pişmanlık” dayatılırken,  tutsakların görüştüğü, mektuplaştığı kişiler, okuduğu kitaplar, yazdığı dilekçeler, ALES’e girmemesi, keyfi verilen disiplin cezaları ve bağımsızlar koğuşuna geçmeme kararı dahi  “uygun halli olmadığı”na gerekçe gösterilerek tahliyeleri engellendi.   Cezaevlerinde söz konusu tabloya karşı Van, Diyarbakır, Şırnak, Batman, Mardin, Yüksekova, Siirt, Çukurova ve İstanbul’dan Ankara giden tutsak yakınları tüm bu ihlallere dikkat çekmek için bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Cezaevinde infazı yakılan ve ağır koşullarda tutulan hasta tutsaklar için “Adalet Nöbeti”nde olan tutsak yakınları, 4 Ocak’ta Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyaret esnasında siyasi partiler başta olmak üzere Sivil Toplum Kuruşlarına (STK) 11 sayfa ve 6 temel başlıktan oluşan bir dosya sundu. Söz konusu dosyanın 4 sayfalık ekinde “acil tahliyesi gereken” 38 ağır hasta tutsak hakkında bilgilere yer verildi ve tutsakların serbest bırakılması istendi. “Acil tahliyesi” istenen 38 tutsak içinde Rojbin Çetin, Semire Direkçi, Muhlise Karagüzel, Şivekar Ataş ve Fatma Özbay isimli 5 kadın tutsak bulunuyor.    Dosyamızın üçüncü kısmında “acil tahliye edilmesi” gereken 38 isimden biri olan ve Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutsak olan Semire Direkçi’nin hayatı ve mücadelesi ile devam ediyoruz.    Aslen Mardin’in Savur (Stewrê) ilçesinden olan Semire, Adana’da 7 çocuklu bir ailede dünyaya gelir. Devlet baskısı sonucunda yaşadığı topraklardan göç etmek zorunda kalan Semire, 1990’lı yıllarda PKK’ye katılır. Katılımından birkaç yıl sonra girdiği çatışma esnasında yaralı halde gözaltına alınan Semire tutuklanarak cezaevine gönderilir. Tutuklandıktan kısa bir süre sonra ise müebbet hapis cezasına çarptırılır. Şu an 45 yaşında olan Semire 25 yıldır cezaevinde tutsak.    Semire tutukluluğu boyunca Diyarbakır başta olmak üzere Elazığ, Batman ve Siirt Cezaevlerinde kalır. En son kaldığı Siirt Cezaevi’nden tedavi için Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’ne getirilir. 3 yıla yakındır Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde olan Semire, ağır bağırsak hastalığının yanı sıra üst sınırda görme kaybı, hiper tansiyon, vitamin eksikliği, kansızlık gibi birçok hastalıkla mücadele ediyor.    ‘Sesimizi duyun’   PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük uygulanan tecride karşı 8 Kasım 2018’de süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlayan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in ardından binlerce tutsakta açlık grevine girdi. Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi'nde olan Semire de 87 gün boyunca açlık grevini sürdürdü. 26 Mayıs’ta sonlandırılan açlık grevi eylemi ardından Semire’nin durumu kötüleşti. Açlık grevinden sonra Semire’nin bağırsakları tamamen işlevsiz hale geldi.. İki aya yakın hastanede kalan Semire’nin acil olması gereken ameliyat yapılmadı. O süreçte Semire, kamuoyuna şöyle seslenmişti:    “Pandemi var diye ameliyatımı yapmıyorlar. Çok şiddetli ağrılarım oluyor. Ağrılarım için Eğitim Araştırma Hastanesi’ne götürüyorlar. Götürürken çift kelepçe takıyorlar. Cezaevine geri getirdiklerinde karantina odasına koyuyorlar. Tek başıma kendime bakamadığı için orada çok zorluk çekiyorum. Harekete geçmek için ölmemi mi bekliyorsunuz? Sesimizi duyun.”   Semire’nin durumunu aktaran kardeşi Mülkiye Dursun, Semire’nin mücadelesini ve cezaevi sürecini anlattı.    ‘Mücadeleci kişiliği baskılara müsaade etmedi’   Adana’ya taşınmalarının nedenini “devlet baskısı ve ekonomik sorunlar” olarak dile getiren Mülkiye, yaşamlarının sürekli çalışmak ile geçtiğini kaydetti. Semire’nin çocukluğundan bu yana mücadeleci bir kişiliğe sahip olduğunu belirten Mülkiye,“Kardeşim herkes tarafından seviliyordu, heyecanlı ve coşkulu biriydi. Ancak mücadeleci kişiliği, baskılara müsaade etmedi. Ve küçük yaşlarda katılım yaptı. Orada 7 yıla yakın bir süre kaldıktan sonra yaralı bir şekilde yakalandığını öğrendik.Yapılan yargılamaların ardından müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ancak yaralı olmasından kaynaklı sağlık sorunları her geçen gün artmaya devam etti” dedi.   ‘Diğer hasta tutsaklara bakınca hastalığımı unutuyorum diyor’   “Semire çok direnişçi bir ruha sahip” diyen Mülkiye, kardeşinin çalışkan bir yapısı olduğunu belirterek, "Yaklaşık 25 yıldır cezaevinde. Diğer kardeşlerim onu ziyarete pek fazla gitmiyorlar. Onu ziyarete ben gidiyorum. Ziyaret esnasında arkadaşlarının yaşadığı sorunları dile getiriyor. Cezaevlerinde yüzlerce hasta tutsak var. Semire, cezaevlerinde bulunan hasta tutsaklardan bahsederken, ‘onlara baktığım zaman ben kendi hastalıklarımı unutuyorum’ diyor. Son birkaç yıldır, görüşlere gittiğimizde sürekli hastalıklardan bahsediyoruz. En son 8 kişi cezaevinde yaşamını yitirdi. Hasta tutsaklar tedavi edilmiyor. Tutsakların dışarıda tedavi olması gerekiyor. Kardeşimi görünce dilim tutuluyor” diye konuştu.   ‘Bağırsakları 2 yıl dışarıda yaşadı’   Semire’nin birçok cezaevinde kaldığını hatırlatan Mülkiye, “Şuan ağır hastalıklar yaşıyor. Cezaevi koşulları kendisini çok zorluyor. Ancak yetkililer tarafından herhangi bir önlem alınmıyor. Semire bağırsakları dışarıda olarak 2 yıl yaşadı. Daha öncede sürekli ameliyat oluyordu. Ancak 7-8 ay önce geçirdiği ameliyattan kaynaklı her hafta kontrole gitmek zorunda kalıyor. Ve bu kontrollerin ardından karantinaya alınıyor. Kardeşim karantinada kaldığı süre boyunca yaşamını tek başına idame ettiremiyor. Karantinada bulunduğu süre içerisinde arkadaşlarından biri gelip onunla beraber kalıyor, ihtiyaçlarını bu şekilde karşılayabiliyor” ifadelerini kullandı.   ‘Maddi manevi etkileniyoruz’   Semire’ye katı gıdaların tüketilmesinin yasaklandığını belirten Mülkiye, katı gıda tüketmesi durumunda bağırsaklarının birbirine yapıştığını ve bu durumun farklı hastalıklara evrildiğini kaydetti. Mülkiye, kardeşinin yaşadığı diğer sağlık sorunlarını ise şu şekilde aktardı: “Bir gözünde yüzde 90 oranında görme kaybı var. Migren, hiper tansiyon, vitamin eksikliği ve ismini bilmediğim birçok hastalığı var. Bu kadar hastalığı olan birinin cezaevinde olmaması gerekiyor. En son konuştuğumuzda, doktorun her şeyi yasakladığını söyledi. Bundan kaynaklı da farklı rahatsızlıkların oluştuğunu dile getirdi. Maddi ve manevi olarak çok etkileniyor. Biz de ailesi olarak sürekli ziyaret edemiyoruz. Aileler olarak tutsakların serbest bırakılmasını istiyoruz.”   'Tek talebimiz tutsakların bırakılmasıdır'   Mülkiye, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunarak, tutsaklara ses olunması gerektiğini ifade etti. Mülkiye, tutsak yakınlarının başlatmış olduğu "Adalet Nöbeti”nin çok kutsal olduğunu ifade ederek, "Tutsaklara sahip çıkalım 7 kişiyi yitirdik diğerlerini yitirmeyelim. Ailelerin başlatmış olduğu nöbeti herkes desteklesin. Biz ailelerin tek talebi var. Tutsaklarımızın serbest bırakılmasıdır" dedi.