Kökeni belirsiz, gerekçeler aynı: 'Sünnet' adı altında cinsel işkence (2) 2020-08-11 09:01:01   ‘Sünnet’ ve Somali gerçeği   Derya Ceylan   HABER MERKEZİ - Son yıllarda artan tepkiler de, çocukların yaklaşık üçte ikisinin “sünnet” adı altında maruz kaldığı cinsel işkencenin Somali yasalarında suç olarak görülmesine yetmiyor.  Söz konusu işkence, bugün de birçok çocuğun yaşamını yitirmesine neden oluyor.    Uluslararası alanda bir insan hakkı ihlali olarak kabul edilen “sünnet”in tamamen kaldırılması için bugüne kadar farklı mücadele yöntemleri denense de hala bitirilmiş değil. California Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan aynı zamanda “sünnet” konusunda araştırmalar yapan Gerry Mackie’ye göre, doğudan batıya Somali’den Senegal’e ve kuzeyden güneye Mısır’dan Tanzanya’ya Afrika’daki 27 ülke, Endonezya, Federe Kürdistan Bölgesi ve Yemen’de bu işkence uygulanıyor. Ve 30 ülkede 200 milyondan fazla kadın ile çocuk, “sünnet” adı altında cinsel işkenceye maruz bırakılmış durumda. 27 Afrika ülkesinde, “gelenek” ve “kültür” adı altında yaygın bir şekilde sürdürülen işkencenin en fazla yaşandığı ülke ise Somali. Dosyamızın bu bölümünde Somali'de çocuğa yönelik uygulanan bu cinsel işkenceye yer veriyoruz.    Daha çok kırsal kesimlerde yaşanıyor   Ülke genelinde neredeyse yüzde 100’e yakın bir oranda gerçekleşen “sünnet” işkencesi, 1948 yılında yasaklanmasına rağmen hala devam ediyor. Nüfusun yaklaşık yüzde 75’i kırsal veya göçebe olan ülkede, kadınların yüzde 98’inin maruz kaldığı bu işkence daha çok kırsal kesimlerde hijyenik olmayan ortamlarda gerçekleşiyor. Uzun süreli enfeksiyon ve aşırı kanamanın da dahil olduğu birçok sağlık sorununu beraberinde getiren sünnet işkencesi, kimi zaman ölümle sonuçlanabilecek bir duruma neden oluyor.    Kadınlar topluluk dışına itiliyor   Genellikle kız çocukların 5 ila 10 yaş arası maruz bırakıldığı işkence, kadınların gelecekteki durumunda da belirleyici olabiliyor. Söz konusu baskı o kadar güçlü ki “sünnet” olmayan çocuklar, topluluğu terk etmek zorunda dahi kalabiliyor. Ve topluluk dışına itilen kadınlar, çoğunlukla fuhşa sürükleniyor. Bunu savunanlar dinin gereği olduğunu iddia ederken, konuyla ilgili bir araştırma yapan Dr. Nahid Toubia’ya göre, İslam kadınların bu uygulamaya maruz kalmasını gerektirmiyor.   Son yollarda Afrika’da büyüyen hareket    Hem dini, hem geleneksel hem de kültürel açıdan toplumda yaratılan algı ile sürdürülen işkenceye karşı son yıllarda Afrika genelinde büyüyen bir hareket de var. Bu harekete öncülük eden kadınlar, işkencenin ortadan kaldırılması ve yasaklanması için birçok kampanya başlattı. Bu hareketlerden biri olan Somali Demokratik Kadın Örgütü (SWDO) ve İtalyan Kadın Grubu, işkencenin yasaklanması ve kaldırılması ile ilgili hükümete baskı yapsa da bu ve benzeri diğer kampanyalar etkili sonuç vermedi.   Taslak uygulanmıyor   BBC’de yayınlanan bir habere göre, 1993 Mart ayında Somali’de Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) oluşturduğu komite tarafından bir tasarı hazırlandı. Bu tasarıda, insan hakları ile ilgili bir bölümün yanı sıra serbest piyasa ekonomisi politikasına bağlılık ve iki yıllık Somali’de Birleşmiş Milletler Operasyonu (UNOSOM) varlığı da yer aldı. Bu kurumun amacı Somali’ye giden yardımların daha sağlıklı bir şekilde ulaşması, ancak taslağın uygulanmasıyla ilgili herhangi bir bilgi mevcut değil.   Nicel bir çalışma yok   Ülkede, işkenceye yönelik algının değişip değişmediğini araştıran nicel bir çalışma da söz konusu değil. Bu nedenle bu kesitsel nicel çalışma, Somali Hargeisa’daki insanlar arasında işkenceye yönelik tutumları inceliyor. 2011 yılı Temmuz-Eylül ayları arasında Hargeisa’daki erkekler ve kadınlardan rastgele seçilen 215 kişi üzerinde yapılan çalışmanın sonuçlarına göre, katılanların yüzde 97'si işkenceye maruz bırakılırken, sadece yüzde 3’üne bu işkence uygulanmadı. Ankete katılanların yüzde 85’i çocuklarına bu işkenceyi uygulama niyetinde, yüzde 13’ü en radikal formu planlıyor. Erkeklerin yüzde 96’sı bu işkenceye maruz bırakılmış kadınlarla evlenmeyi tercih ediyor. Katılımcıların yüzde 90’ı işkencenin devamını destekliyor. Çalışmaya katılanların büyük çoğunluğu bu işkencenin olumsuz etkileri hakkında bilgiye sahip.    Hem hak ihlali olarak görülüyor hem de destekleniyor   Anketin sonucuna göre, Somali’de söz konusu işkencenin sürekliliğine verilen destek bir hayli yüksek. İnsanlar, kadına yönelik bu işkencenin sağlık ve insan hakları açısından etkilerinin farkında olsa da sürdürülmesinden yana. Bu nedenle, sınırlı ilerleme kaydedilen 30 yılı aşkın kampanyalar ülkedeki işkencenin ortadan kaldırılmasına alternatif bir yaklaşım gerektiriyor.    ‘Çocukların üçte ikisi maruz kalıyor’   Ülkede, 1990’lı yıllarda başlayan ve bugün de devam eden iç savaşla beraber “sünnet” adı altında şimdiye kadar pek çok ölüm yaşandı. Washington Post, 20 Temmuz 2012 tarihli bir haberinde, Somali’de bir sivil toplum kuruluşu olan Galkayo Barış ve Kalkınma ve Eğitim Merkezi Genel Müdürü Hawa Aden Mohamed’in, işkenceye karşı başlattığı kampanyaya yer verdi. 10 yaşındaki bir çocuğun “sünnet” sonucu hayatını kaybetmesi bu kampanyanın başlamasında etkili oldu. Hawa, çocuğun bir damarının kesildiğini ve iki gün sonra da hayatını kaybettiğini belirtti. Reuters’taki haberde ise Hawa, “Operasyonu gerçekleştiren kadın tutuklanmadı, ancak olsa bile cezalandırılmasını sağlayacak bir yasa yok. Bu, Somali’de günlük olarak meydana gelen birçok durumdan sadece bir tanesi” ifadelerine yer verdi.    Hawa, 2017 yılında CNN’de yayınlanan makalesinde ise, ülkede çocukların yaklaşık üçte ikisinin bu işkencenin tanımlamalarından en kötüsüne maruz kaldığına dikkat çekerek, “Sonuç, idrara çıkmayı menstrüasyonu neredeyse imkansız hale getirebilir” diye yazdı.   ‘Acı içinde hareket edemiyorum’   7 yaşındaki bir çocuk, Mogadişu’nun Hamarweyne bölgesindeki evinde ailesi tarafından Somalili bir hemşire aracılığıyla bu işkenceye maruz kaldı. Çocuk, “Acı içindeyim, hareket edemiyorum” diye gözyaşları içinde yaşadığı acıyı aktarırken, diğer yandan ailesi bunu kutlama havasında. Annenin, buna neden izin verdiği sorusuna yanıtı ise şu oldu: “Dinimiz kızlarımızın arınmasına izin veriyor. Böylece olgunlaştıklarında evlenebiliyorlar. Hükümet dinimizi uygulamamızı engelleyemez.” Annenin bu bakış açısı ne yazık ki ülkenin başkentinde oldukça yaygın.    Yerleşik bir kültür olarak benimseniyor   Inter Press Service News Agency’de (IPS) yayınlanan bir makaleye göre, uluslararası alanda birçok yasa ve İslam’da da yer almamasına rağmen Somali’de bu “yerleşik bir kültür” olarak kalıyor. Makalede, Somali yasalarında “Kız çocuklarının sünnet edilmesi acımasız ve aşağılayıcı bir alışılmış uygulamadır ve işkence ile eşdeğerdir. Kızların sünnet edilmesi yasaktır” deniliyor. Yine de buna karşı özel bir yasa yok ve bu Somali’de hem kırsal hem de kentsel alanlarda yaygınlığı sürdürülüyor.    Punt Land’da kararname onaylandı   2013 yılında Punt Land’da, İslam’a göre işkencenin öğretilere dayanmadığı ve her biçimde yasaklandığına karar veren bir dini kararname yayınlandı. 2014 yılının Mart ayında söz konusu kararname hükümet tarafından resmen onaylandı.    İlk kez yaşamını yitiren bir çocuk için dava açıldı   17 Temmuz 2018 tarihinde 10 yaşındaki bir çocuk, maruz kaldığı işkence sonucunda hayatını kaybetti. Bu olayın ardından Somali Başsavcısı Ahmet Ali Dahir tarafından 25 Temmuz 2018’de ülkede ilk kez işkence aleyhine kovuşturma başlatıldı. Reuters’da yer alan habere göre, başsavcı “Bu konu hakkında dava açacağız. Bu davanın takibi ertelenmeyecek. Bunu Somali’deki mevcut ceza kanunlarına göre yapabiliriz” dedi.  Davanın kovuşturulması sırasında sorunlar ortaya çıktı, çocuğun ailesi, uygulamayı gerçekleştiren kişiyi bulmak için araştırmacılarla işbirliği yapmadı.   İşkence ülkenin kuzeyinde azaldı   Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) nisan ayında yayınladığı bir ankete göre, Somali’nin kuzey Punt Land bölgesinde ve Somali Land’ın ayrılıkçı eyaletinde işkence azaldı. Yerel yönetimlerle işbirliği halinde yapılan bu anketin sonuçlarına göre, ülkenin diğer bölgelerindeki kadınların yüzde 99’una kıyasla 1 ila 14 yaş arası çocukların yüzde 75’ine bu işkencenin yapılmadığı ortaya çıktı. UNICEF’e göre, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu-UNICEF Ortak Programı, 300 binden fazla üyesini Punt Land ve Somali Land’da işkenceden vazgeçirmeye çalıştı. İşkencenin kuzeyde azalmasının nedeni bölgenin son 20 yılda göreceli istikrar kazanması olarak gösteriliyor, ülkenin geri kalanında ise 1991’de başlayan iç savaş, işkenceye karşı bir değişkenlik söz konusu olmamasına neden olarak işaret ediliyor.    Farklı biçimlerde devam ediyor   Aktivistler, cinsel işkenceye yönelik tutumlarda değişmeler yaşansa da Somali toplumunun büyük çoğunluğunun vazgeçmediğini, bunun yerine daha az şiddetli diye tabir ettikleri uygulamanın farklı bir biçiminin benimsediğini aktarıyor. Mogadişu’da bir sosyal aktivist olan Halimo Ali, IPS’ye verdiği demeçte,  Somali’de bunun farklı biçimlerde devam ettiğini savunarak, “Punt Land ve Somali Land’da yapılan çalışmanın farkındayım ve bu cesaret verici. Ancak Somali'nin kızlarının şu ya da bu şekilde sünnet edilmesini durduracağından şüpheliyim” dedi.   ‘Somali’de bir kültür olmaktan çıkacak’   Yerel aktivistler, işkencenin tamamen ortadan kaldırılmasının nihai hedefleri olduğunu ancak Somali toplumundaki “kültürel kaymanın” tanınması gerektiğini ve işkencenin tamamen ortadan kaldırılması için olumlu bir adım olarak görülebileceğini söylüyor. Mogadişu’da bir öğretmen olan Raho Qalif IPS’ye verdiği demeçte, “İnsanlar artık sünnetin aşırı biçimini kadınlar ve kızlar üzerindeki olumsuz etkilerini tanımış ve sünneti benimsemiştir. İstediğimiz bu değil, ama doğru yönde atılmış bir adım” diyerek, işkencenin Somali’de bir kültür olmaktan çıkacağını ve bunun tamamen ortadan kaldırılacağını belirtti.   Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2019 yılında yayınladığı rapora göre, uygulama Somali’de 15-49 yaş arası kadın ve çocuklarda yüzde 98 oranında. Çocuklarda 5 ila 9 yaş aralığında yaygın.    ‘Uzuv kaybı’ olursa suç olarak görülüyor   Farklı kaynaklara göre ülkede uygulamayı açıkça cezalandıran ulusal bir mevzuat yok. Toomany ve Thomson Reuters Vakfı’nın ortak raporuna göre, işkenceye dair cezalandırma söz konusu değil. Ayrıca bu işkencenin bildirilmemesi nedeniyle işkenceyi uygulayanlar da herhangi bir şekilde cezalandırılmıyor. Rapora göre, belirli bir mevzuat olmaksızın Somali Ceza Kanunu, genel olarak işkenceyi “başka birine zarar vermeye” neden olduğu için yasal bir suç olarak görüyor. Buna göre, “uzuv kaybı” ile sonuçlanırsa söz konusu işkence suç olarak görülüyor.    Yarın: Yasak ama söylemde: Gine’de ‘sünnet’ adı altında cinsel işkence