‘Çocuk ve suç yan yana gelemez, çocuk cezaevleri kaldırılmalı’

  • 09:04 17 Mayıs 2020
  • Çocuk
Melike Aydın
 
İZMİR - Psikolog Sevgi Türkmen, salgın sürecinde evde kalan çocukların en çok korkudan korunması gerektiğine vurgu yaptı. Cezaevlerindeki çocuklara da dikkat çeken Sevgi, “Çocuk ve suç yan yana gelemez. Çocuk cezaevleri kaldırılmalı” dedi.
 
Koronavirüs salgınının tüm dünyada çocukların evlerine kapanmasını dayattığı bir süreçte, çocukların psikolojik açıdan sağlığının korunması gerekliliği de ortaya çıkıyor. Çocukların psikolojik sağlığını koruması için yapılması gerekenleri anlatan psikolog Sevgi Türkmen, hem evde kalan çocuklar hem de cezaevindeki çocuklar için önemli tavsiyelerde bulundu. Salgın sürecinde çocukların korkudan korunması gerektiğini belirten Sevgi, korkunun çocuğun savunma gücünü kırdığını ifade etti.
 
‘Çocuklar korkudan korunmalı’
 
Çocuğun korkuyu ebeveynlerinden aldığını, sözlü ifadeden ziyade tutum ve davranışlarla yansıtıldığını söyleyen Sevgi, “Korkan çocuk istismar karşısında ses çıkarmaz, yardım istemez ya da bir yetişkinin kendisi üzerinde hakları olduğunu düşünür ve özgüveni düşük olur. Sosyal çevreden güçsüz hisseder. Salgını anlatırken çocuğun dünyasında korku ve kaygı yaratmanın önüne geçmek gerekiyor. Okullar kapandı. Okul öncesi ilköğretim çocuklarına detaylı anlatmaya gerek yok. Çocuğun dünyasında, gündelik hayatında var olan grip, soğuk algınlığı gibi kavramlarla anlatılabilir. Çocuklar detay istemezler. Detaylar korkuyu arttırır. Korku ve kaygı bir yere kadar ilerler bizde ama çocuktaki sınırı belli değildir” dedi.
 
‘Reklamlar ve sosyal medyada çocuklar hesap edilerek yayın yapılmalı’
 
Reklamlarda, sosyal medyada salgına ilişkin görüntülerde çocukların yer almasının çocuklar üzerinde olumsuz etki bırakacağını ifade eden Sevgi, çocuklara kendini koruması gerektiğine dair mesajlar verdiklerini ancak normal hayata dönüldüğünde o zihnin koronayı unutmayacağının altını çizdi. Sevgi, “Dolayısıyla aklına gelebilecek bir yere dokunmaktan rahatsız olacak, o kadar çok görsel imajlar var ki bazı sterilizasyon reklamları kapı kollarında virüsler gösteriyor mesela. Bunu gören çocuk somutlaştırır ve her yerde böcek olduğunu zanneder. Aslında sadece aile değil yazılı görsel basın da çocukların dünyası düşünülerek yapılması gerekir. Çocuklar hane içinde olduktan sonra çok da temizliği abartmak gerekmez. Tekrarlı telkinler sürekli çocuklarda ellerini yıkama haline dönüşebilir. Bu salgın geçse de sürekli mikrop kapma duygusuyla herkesin sosyal hayatını da etkileyen davranışlar olacaktır” diye konuştu.
 
‘Çocukları korkudan korumak için önce kendinizi koruyun’
 
Korku ve kaygının dizginlenmesi gerektiğini dile getiren Sevgi, “Bütün gün televizyon izleme salgını takip etme ve bunu konuşma korku ve kaygıyı attırdığı gibi çocukları da etkileyecek. Önce kendimizi uzak tutmalıyız. Çocuk sizi anlar. Sorun kendi kaygımızı durdurabilmekte. Yapacağımız şey bakıma ihtiyacı olanların sorumluluklarını bilmek ve paylaşmak, sürecin bitmesini beklemek” ifadelerini kullandı.
 
‘Evi okula çevirmeyin, çocuklarla nitelikli zaman geçirin’
 
Hangi sınıftan çocuk olursa olsun hepsinin dışarı çıkmak isteyeceğini, çocuğu evde tutmanın ise sosyo-ekonomik koşullarla alakalı olduğunu ifade eden Sevgi, bu süreçte evi bir tür okul haline getirmeye gerek olmadığının altını çizdi. Sevgi, “Telafi edecek bir şey yok çünkü okul yoksa yok. Aileler öğretmen gibi davranmaya başlıyor. Bu kez sürekli bir faaliyet hali çocukları sıkacak ve evde kalmayı zorlayacaktır. Özellikle çalışan ailelerin daha uzun zaman geçirme şansı oldu. Bu mevcut durumun olumlu hali. İyi zaman geçirmek gerekir. O an orda yaş grubu ne olursa olsun ruhen de orada olmak gerekir. Bir yandan elimizde telefon bir yandan çocukla ilgilenilmez. Sıkışan zamanlara zorlamayalım. Çocuk bunu hissediyor ve sıkılıyor. Sıkılınca de dışarıyı izleyecektir” şeklinde konuştu.
 
‘Çocuklarla uygun dille konuşulmalı’
 
Ev içinde çocukla zaman geçirilirken çocukların anlayacağı şeylerin yapılması gerektiğini, saatli programlar yapmadan zaman geçirilmesi gerektiğini söyleyen Sevgi, “Çocuklar ev içinde de mutludurlar. Yeter ki koşullar uygun olsun. İstediği anda da dışarıyı başka bir şey yapılabilir ama durumu anlatarak her şeyi sunmak zorunda da değiliz. Uygun dil bulunursa ikna edilebilir” dedi.
 
‘Çocuk cezaevleri asla olmamalı’
 
Bir psikolog olarak hem aileler hem de eğitimcilere ödül ve cezayı önermediğini aktaran Sevgi şöyle konuştu: “Ödül başka bir şeye alıştırıyor ceza ise benim literatürümde yok. Çocuk cezaevleri benim literatürümde hiçbir zaman olabilecek bir şey değil. Cezaevinde hiç çalışmadım. Yeryüzünden çocuk cezaevleri kavramının kaldırılması gerekiyor. Çocuk ve suç yan yana gelemez. Çocuk toplumun istemediği birilerine zarar verecek davranışlarda bulunuyorlarsa bunun sebepleri ev içindedir ya da sosyal çevrededir. Davranış problemini düzelmesi üzerinden çözümler üretilmeli. Çocuk devletten gardiyandan tanımadığı insanlardan korkacaktır ve yine o davranışları yapacaktır. Çocuklar ebeveynleri dahil kimseden korkmaması gerekiyor. Kendilerine öz saygısı daha güçlü olan yetişkinler olacak gelecekte de. Salgın gibi toplumsal meselelerde de daha güçlü olur ve olgun karşılar. Çocuklara çok öğüt nasihat vermeden, terbiye etmeye çalışmadan konuşulmalı. Çocukların öğüde değil yaşamı görmeye ihtiyacı vardır. Bu salgın sürecinde sizi görerek kaygılanmaz. ‘Kaygılanma rahat ol’ dersek korkularını azaltmaz. Biz nasıl yaşıyorsak o da onu görecek ona göre yaşayacak.”